Güney Almanya’da Obendorf şehri yeşillikler içinde bir Orta Avrupa kasabası. 1965 yılından sonra iş gücü olarak göç eden insanlarımızın çocuklarının açtıkları döner dükkanları, kafeleri ile Anadolu insanının olduğu bu şehrin mezarlığında çok eskilerden izler vardır. Sonbahar Alman şehirlerinde karnaval mevsimidir. Geçmişi tarihin derinliklerine dayanan bu gelenek Almanlar için çok önemlidir.
Karnavallara kendilerince isimler takıp neredeyse milli bayram gibi kutlamalar yaparlar. Geleneksel kıyafetler giyilir. Bando mızıka eşliğinde geçit resmi yapılır danslar edilir. Karnavallar aslında hasat kutlamalarıdır. Her bölge kendi hasadını kutlar. Üzüm, Çilek, Kuşkonmaz… Obendorf’un da kendine has bir karnavalı vardır. Obendorf karnavalında başrolde ne üzüm, ne çilek, ne de Almanya’da yetişen başka bir ürün vardır. Orta Avrupa’nın hiçbir yerinde yetişmeyen bir meyve bu karnavalda başrol oyuncusudur. Bu meyve ne mi? Portakal!..
Portakalın Almanya’da ne işi var?
Biraz gerilere gitmek gerekecek.
Şehir Mezarlığında ayrılan özel bir bölümde 9 Osmanlı mezar taşı var. Bu mezarlarda yatanlar 1879 yılında Sultan 2. Abdülhamit’in emri ile Obendorf’a bir karnaval günü giriş yapmıştı. Mauser silah fabrikasını ziyaret amacı ile gelen heyetin başında Mahmut Şevket Paşa vardı. Şehre kuzeyden giriş yapan heyet bir anda karnavalın ortasında kalmıştı. Heyetimizin ilk defa gördüğü karnaval önce karşılama konvoyu olarak algılanmış ardından gerçekleri Alman yetkililerin açıklamalarıyla öğrenmişlerdi.
Sokak kenarında bekleyenler karnaval konvoyuna çiçekler ve ekmek atıyordu. Mahmut Şevket Paşa karnavalı derhal durdurdu. Sokağa ekmek atılması ve ekmeğe yapılan hürmetsizlik Osmanlı heyetini rahatsız etmişti.
-Bre durun!.. Niçin ekmek atarsınız? Nimettir?
…
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.