Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde güzel bahçelerin birinde hür yaşayan hayvanlar varmış. Hayvanlar kendi aralarında çok mutluyken, aralarına evindeki kafesten kaçıp gelen rengârenk tüylü bir papağan gelmiş. Mavi, yeşil, kırmızı ve daha pek çok renkte tüyleri varmış. Papağanın kötü bir özelliği varmış. Bir dediği lafı on kez tekrar ettiğinden sürekli boş laflar ediyormuş. Bahçedeki hayvanlarda kendi bulduğu kusurları çekinmeden yüzlerine vuruyormuş. Papağanı pek sevmeseler de yine de acıyıp aralarına kabul etmişler. Hep bir
ağızdan:
– Hoş geldin renkli kuş! Sen buraların yolunu bilmezdin. Nasıl özgür oldun, kafesten mi kaçtın? Bizler serçe, kaplumbağa,kurbağa ve yılan ekibi olarak dört sevimli dostuz. Daha birçok arkadaşımızla bu güzel bahçelerde avlanır oynarız. Ya sen kimsin renkli kuş? Papağan hemen abartarak övünmeye başlamış, kendisinin buralarda pek tanınmayan bir tür olabileceğini düşünmüş. Hayvanlar onun papağan olduğunu bilmeseler de acemice uçuşundan
kafesinden kaçan süs kuşu olduğunu anlamışlar. Kendini beğenmiş papağan:
– Bana ‘Papağan’ derler. Bütün kuş türlerinden daha da güzelim. İnsanları çok iyi taklit ederim. Büyük büyük papağan dedem sarayda haber kuşuydu. Bugün etrafı gezintiye çıktım. Kafesten sıkıldım, aranıza geldim. Sanırım aranızda en güzel benim!
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.