Tag Archives: türkiyeçocuk

Ordan… Burdan…

-Bu hayatta çizgisini koruyan tek şey sakızın fiyatı…
Doğduk 10 kuruş, öleceğiz 10 kuruş…

-1 kulaklık 7 milyar insanı susturabilir…
Ama annemi asla…

-Çekik gözlü birinin Japon mu, Çinli mi olduğunu öğrenmek için elinden tutun.
Yapışırsa Japon’dur, kolu elinizde kalırsa Çinli.

-Hocam benim puanlarım çok duygusal…
Onları bir daha kırmazsanız sevinirim….

Sınav haftası: Şimdi uyuyayım, yarın otobüste,
Yolda, dağda taşta çalışırım artık…

Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.

#ordanburdan #mizah #türkiyeçocuk

Al Bayrağın Duası

Al bayrağın alında,

Şehitlerin kanı var.
Kumaşında gül soylu
Yiğitlerin canı var.

Al bayrağın hilali,
Gökyüzünün süsüdür.
Yel estikçe duyulan
Allah Allah sesidir.

Al bayrağın yıldızı,
Parlıyor sonsuza dek.
Alnımızda yazıyor:
Bayrak, istiklâl demek.

Al bayrağın duası,
Milletiyle bir olmak.
Bu aziz topraklarda,
Kuşlar gibi hür olmak.

Al bayrağın ateşi,
İçimizde sönmesin,
Dünya durdukça bayrak,
Gönderinden inmesin.

Yusuf DURSUN

#AlBayrağınDuası #şiir #hikayemasal #türkiyeçocuk

Ekip İşi

İhtiyarın biri, kaldırım üzerinde iki kişinin inşaat çalışmasını izliyor. Adamların biri işaretli bir bölümü kazıyor. Diğeri hiç bir işlem yapmadan, tekrar kapatıyor. İhtiyar bu işçileri epey izledikten sonra dayanamayıp soruyor.
-Evlâdım siz ne yapmaktasınız?
-Hee.. Biz mi? Biz ağaç dikiyoruz.
-İyi ama, o kadar yer kazdınız. Hiçbir ağaç dikmeden tekrar kapattınız. Bu nasıl ağaç dikmek?
-Amca, biz aslında üç kişiyiz. Ben kazarım. Sonra Mehmet ağaç diker. Selami de tekrar kapatır.
-Peki ağaçlar nerde?
-Bizim Mehmet bugün izinli. Biz işimize devam ediyoruz. Onun işini de yapacak değiliz ya….

#ekipişi #çocukbahçesi #türkiyeçocuk

Bu Sefer De O Yıkansın…

Hoca ile karısı bir göl başına çamaşır yıkamaya giderler. Çamaşırı şöyle bir tarafa koyup tertibat alırken bir kara karga sabunu alıp uçar. Karısı Hoca’ya bağırır:
Yetiş, ayol, karga sabunu kaptı!… Hoca sükûnetle cevap verir:
Hiç tınma! Baksana, onun üstü bizden daha kirli. Bırak, bu sefer de o yıkansın…

#BuSeferDe OYıkansın #çocukbahçesi #türkiyeçocuk

Heybe

heybeHoca bir köyde misafir olur. Bir kaç gün sonra heybesi kaybolur.
Hoca köy ağalarına:
– Bana bakın, der. Heybeyi bulursanız, bulun, der. Yoksa ben yapacağımı bilirim!
Köy ağalarını bir telâş alır. Köylüleri sıkıştırırlar, sonunda heybe bulunur. Ağalardan biri merak eder, Hoca’ya sorar:
Hoca Efendi, Heybe bulunmasaydı, bize ne yapardın? der.
Hoca:
– Size yapacağım bir şey yoktu. Evde eski bir kilim vardı. Onu bozup karıya heybe yaptırırdım, der.

#heybe #çocukbahçesi #türkiyeçocuk

Nehri ‘ye Can Geliyor

Bir zamanlar nüfusu 20-30 bini bulan, ilim irfan merkezi Nehri, şu anda 12 hane ile direniyor zamana. Ancak, yapılacak yeni projeler ile, Nehri’ye can gelecek, eskiye uygun restorasyonlar yapılacak, belde yeniden şenlenecek.

Uzun zamandan beri, Nehri’ye gitmeyi arzu ediyor lakin fırsat bulamıyordum. Bir vesile ile Van’a yolumuz düştü. O kadar yakınken Nehri’ye gitmeye de karar verdik. Arkadaşlarla sabah namazı ertesi revan olduk yola. Yol dediysem, bir zamanlar iki saatlik yolun, beş saatte alındığı çakır çukur, takır tukur yollar değil, haza asfalt. Çift gidiş, çift geliş… TEM otoyolundan eksiği yok. Devlet öyle yatırımlar yapmış ki, dudağı uçukluyor insanın. Sadece yapılan istinat duvarları bile başlı başına yüklü bir kalem. İlk durağımız Hoşap. (Güzelsu) Burada ünlü muhkem bir kale var, Hoşap kalesi. Bir zamanlar nüfus ve canlılık bakımından çok hareketli olan bu beldemiz, şimdi pek sakin görünüyor,
dükkanların çoğu kapanmış, muhtemelen terörün ve işsizliğin etkisi. Hoşap deyince burada medfun olan Seyyid Abdurrahman ve Abdurrahim Arvasi hazretlerin fatiha okunmadan geçilmez elbet.

Ah terör olmasa…
Hakkariye tünel gibi dağlar arasından geçerek vardık. Üpertici bir doğa. Şehir sakin ve yeni güne uyanıyor, bir kahvede çayımızı yudumladıktan sonra Hakkari Valisi Yakup Canbolat’ı ziyaret ettik. Vali Canbolat, oldukça gayretli bir insan. Heyecanı yüzünden okunuyor. Şehir için havaalanından tutun, okul, hastane ihtiyaçlarına, eğitimden tutun, ulaşıma çok projeler saydı. Lakin bizi en çok heyecanlandıran Nehri oldu. Burayı yeniden eskiye uygun olarak canlandırmak istediklerini, eski medrese ve sarayı yeniden yapacakları müjdesini verdi. Köyün halk arasında halen kullanılan tarihi adı Nehri’dir. Yeni dönemde ismine “bağlar” demişler. Lakin kullanan yok. Nakşibendi dergâhı ve medrese yüzünden önem kazanmış ve Şemdinan kazasının başkenti olmuştur. Seyyid sülalesine ait saray, medrese ve taş köprü harabelerinin bulunduğu köy halen birkaç hane dışında terkedilmiş durumdadır. Nehri, tam bir piknik yeri gibi, altta şırıl şırıl akan deresi, kuş sesleri, kendine özgü bitkileri –ki en başında ters lale gelir. (kral tacı çiçeği). Burada üç güneş var. Seyyid Abdullah Şemdini Hazretleri, yeğeni Seyyid Taha-ı Hakkari hazretleri ve kardeşi Seyyid Salih hazretleri. Üçü de silsileyi aliyyeyi nakşibendiyye diye bilinen altın silsilenin halkaları. Müthiş bir maneviyat. Belde haza nur… Bize rehberlik eden Şemdinli kaymakamlığı yazı işleri müdür Mahmut Atay bey, bu bölgenin çocuğu. Çok çekmişler terörden. Lakin yine yüzü gülüyor, yumuşak, mütevazi güzel bir insan. Meşhur mübadelenin yapıldığı yeri gösteriyor bize. Hani birkaç askerimizin teslim edildiği nokta. Nehri, bir zamanlar otuz bin kişilik muhteşem bir ilim irfan yuvası idi. Buralar tekrar canlanınca, insanlar manevi anlamda donatılınca, kolay kolay aldatılamazlar. Devletimiz yeni dönemde barış ve kardeşliğe katkı sağlayabilecek bütün unsurları yeniden canlandırıyor. Bu bölgenin insanı ehli sünnet, çoğunlukla şafii mezhebine bağlı. Yöresel kıyafetlerle bize mihmandarlık eden Remzi bey, tutturdu “size bi koyun keseyim gurban” diye. Vaktimiz olmadığından teşekkür ettik lakin, yöreye has alabalığın tadı damağımızda kaldı. Yüksekovadan geçerken dikkatimi yollar çekti. İnanılmaz geniş ve güzel yolları var. İlçe kalkınmış görünüyor. Lüks araçlar sıra sıra yollarda. Şemdinli çok engebeli bir yer, balı meşhur. Biz de hemen sipariş veriyoruz Şemdinli balını, tadı kokusu bambaşka. Yol kenarlarında buz gibi sulardan içiyoruz, donuyor ellerimiz. Güleryüzlü çobanlarla konuşuyoruz. Terör bitse muhteşem doğa güzellikleri olan bu beldeler nasıl kalkınır, nasıl coşar onu düşünüyorum. Nehri’de eski saray olarak bilinen bina şu anda birkaç duvarı kalsa da, aslına uygun yapılacak kısa zaman sonra. Yüksekova’ya da havaalanı inşaatı bitti mi, o büyüklerin değerini bilenler akın ederler diye düşünüyorum. Buralar bizim. İşte bu mübarek kabr-i şerifler de tapularımız, camiler, medreseler, köprüler, yollar, ecdadımızın yerleri. Sahip çıkıp, yeniden “ışık doğudan yükselir” sözüne uygun hale getirmek elimizde.

#Nehri #Van #gezelimgörelim #türkiyeçocuk

LABORATUVARDA ÜRETİLEN İNSAN KASI

2015’in en önemli buluşlarından bir tanesi ABD’de Duke Üniversitesi’nden Doç. Dr. N. Bursac ve Dr. L. Madden’in, kasılabilen insan kasını laboratuvar ortamında ilk kez üretmeleri oldu. İnsan kasının, dışarıdan gelen elektrik sinyalleri, biyokimyasal sinyaller ve ilaçlara vücuttaki normal kaslar gibi tepki verdiği açıklandı. Araştırma ekibi, daha önce çok sayıda hayvan kasını laboratuvarda üreterek deneyim kazandıklarını aktardı. Bursac, henüz kas yapısına dönüşmemiş insan kök hücreleriyle işe başladıklarını, ardından hücre sayısını artırıp uygun bir matris kullanarak bu hücrelerin, besi ortamında istenilen yapıya ulaşmasını sağladıklarını bildirdi. Bursac, laboratuvarda ürettikleri insan kasının, kişiye özel ilaçların geliştirilmesini hızlandıracağını açıkladı.

#insankası #kas #DukeÜniversitesi #buluş #türkiyeçocuk