Tag Archives: türkiyeçocukdergisi

Masal – Şarkı Söyleyen Eşek

Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış.

Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş. Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın bir bülbül olduğunu görmüş. Bülbül ona “Senin haline çok üzüldüm, şimdi öyle bir şey yapacağım ki eşeğin çok güzel şarkı söylemeye başlayacak, sen de onunla gösteriler yapıp çok para kazanacaksın” demiş. Masal bu ya, eşeğe bir su içirmiş… İnanılmaz birşey olmuş. Gerçekten de eşek birbirinden güzel şarkılar söylemeye başlamış. Oduncu o şehir senin bu kasaba benim dolaşıp eşeğine şarkı söyletiyor ve herkes onları izlemek için birbiriyle yarışıyormuş. Oduncu ve şarkı söyleyen eşeği bütün ülkede ünlenmişler. Bir gün yine bir gösteriye yetişmek için koştururlarken, bülbülün yardım isteyen sesini duymuş oduncu. Bir kedi bülbülü yakalamış ve yemek üzereymiş. Şöyle bir duraklamış ama gösteriye gitmemeyi, onca parayı kaçırmayı gözü yememiş, arkasına bakmadan kaçmış oradan. Gösteri başladığında ise eşeği her zamanki gibi güzel şarkılar söylemek yerine sadece bir eşeğin çıkarabileceği sesleri çıkarmış. Oduncu kendisini şarlatanlıkla suçlayan izleyicilerin elinden canını zor kurtarmış. İşte o zaman bülbül ölünce tılsımın bozulduğunu anlamış. Ben de senin bülbülündüm ve sen beni öldürdün, güzel ses o yüzden bozuldu. Keşke güzel giysiler dikerken dostluk ipliğini koparmasaydın…”

Dostluk iplerinizi koparmamanız dileğiyle…

#eşek, #şarkı, #oduncu, #masal, #türkiyeçocukdergisi

Atatürk

Atatürk Haftası ( 10 – 16 Kasım )

Cumhuriyetin kurucusu Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat dokuzu beş geçe öldü.
O tarihten bu yana 10 Kasım’la başlayan hafta, yurdumuzda Atatürk Haftası olarak değerlendirilir. Bu hafta içinde; Atatürk’ün yaşamı, yurtseverliği, inkılâp ve ilkeleri anlatılır.
Ata’nın daha iyi tanıtılması amacıyla açık oturumlar düzenlenir.
Radyo ve televizyonda, Atatürk’ün konuşmaları kendi sesinden dinletilir. Atatürk’le ilgili filmler gösterilir.
10 Kasım günü Atatürk, tüm yurtta törenlerle anılır. Ölüm anı olan saat dokuzu beş geçe “ti” sesi ile saygı duruşuna geçilir.
Kara ve deniz taşıtları oldukları yerde durarak düdüklerini çalarlar.
Düzenlenen anma törenlerinde Ata’nın yaşam öyküsü, Atatürk inkılâp ve ilkeleri anlatılır, seçilmiş Atatürk şiirleri okunur.

#Atatürk, #AtatürkHaftası, #10Kasım, #Ata, #BelirliGünler, #TürkiyeÇocukDergisi

Masal – Nuşirevan ‘ın Adaleti

İslamiyetten evvel, Hazreti Ömer ve Sa’d İbni Vakkas Hazretleri, İran’a at satmaya gitmişlerdi. İran’a vardıkları zaman şehrin girişinde cirit oynayan bir kısım genç görüp seyre daldılar. Bir ara yabancıların kendilerini seyretmekte olduğunun farkına varan gençlerden birisi yanlarına gelip “Bedeviler” gibi sözlerle hakaret ettikten sonra, satmak için getirdikleri ve üzerine bindikleri Arap atlarını ellerinden zorla aldılar.

Hazreti Ömer ve Sa’d ibni Ebi Vakkas Hazretleri ticaret maksadıyla geldikleri şehre üzgün ve kederli vaziyette girdiler. Yanlarında yiyecek bir şeyleri olmadığı gibi paraları da kalmamıştı. Aç susuz akşam olmasını beklediler. Akşam olunca da bir hana vardılar. Kapıdan girer girmez hancı, misafirlerin yabancı olduğunu ve üzüntülü olduklarını anladı. Neden üzüntülü olduklarını sordu. Hazreti Ömer daha üzüntülü görünüyordu. O hiç konuşmadı. İbni Vakkas Hazretleri ise başından geçenleri hancıya dert yanarak anlattı. Hancı misafirlerini dinledikten sonra:

– Siz kederlenmeyin, bizim hükümdarımız son derece âdildir. Ya atlarınızı buldurur, yahut bedelini tazmin eder. Sizin anlattığınıza göre elinizden atları alan hükümdarın kendi oğludur. Ama o mutlaka bu meseleyi halleder, diyerek teselli verdikten sonra:

-Her sabah hükümdarımız pazar yerinde halkın önünden geçer ve halk ona dert ve dileklerini bildirirler. O da ne gerekiyorsa hemen yapar. Siz sabahleyin hemen pazar yerine gidin vaziyeti anlatın dedi.

Sabah, Hazreti Ömer ve arkadaşı pazar yerine çıkıp hükümdarı beklemeye başladılar. Biraz sonra hükümdar yanında tercümanları olduğu halde geldi. Herkes nesi varsa açık açık söylüyor o da gerekeni hemen orada yapıyor veya yapılmasını emrediyordu. Sıra Hz. Ömer ve İbni Vakkas’a geldi. Onlarda başlarından geçenleri anlattılar., atlarının bulunup geri verilmesini dilediler.

Hükümdar bunları dinleyince yüzü çok asıldı ve üzüntülü olduğu her halinden belli idi. Bir kese altın verdi ve atlarının da bulunacağını söyledi. Hükümdar tercüman vasıtası ile konuşuyordu, tercüman ise atı alanların hükümdarın oğlu olduğunu söylememişti. Hazreti Ömer ve Ebû Vakkas Hazretleri yine akşam kaldıkları hana geldiler. Bu sefer yanlarında paraları da vardı, karınları da toktu. Hancının parasını verdiler, o gece de orada kalıp sabahleyin yola çıkmayı düşünüyorlardı. Hancı ne olduğunu sordu. Onlar hükümdarla görüştüklerini ve atları bulacağını söylediler, dedi. Hancı birden öfkelendi ve :

-Demek kendi oğlu olduğu zaman iş değişiyor, dedi. Sabah oldu bu sefer hükümdarın karşısına hancı çıkıp: -Hükümdarım, suçu işleyen başkası olur ceza verirler de, sizin oğlunuz olursa cezasız kalır öyle mi? dedi. Nuşirevan bunu duyunca rengi değişti ve çok sinirli olduğu besbelli idi: -At sahipleri yarın şehir terk etsinler… Fakat biri şehrin kuzey, biri güney kapısından çıksın dedi.

Sabah oldu ve atların değerinden fazla para verdi. Hazreti Ömer ve Ebû Vakkas Hazretleri şehri terk ediyorlardı. Bir de ne görsünler, şehrin bir kapısına atı alan genç, diğer kapısına ise hükümdara yanlış bilgi veren tercüman asılmışlar ve ölmüşler bile… İsmi tarihte “Nuşirevan-ı Adil” olarak kaldı.

#HazretiÖmer, #EbûVakkasHazretleri, #İran, #Adil, #Nuşirevan, #Masal, #TürkiyeÇocukDergisi