…
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.
#HayvanatBahçesi #Karikatür #ÇocuklarİçinHayvanatBahçesiKarikatürleri #TürkiyeÇocuk #TürkiyeÇocukDergisi
Leylek desem leylek değilsin, pelikan desem pelikan değilsin. Nesin sen ey kuş?
Ooo kimleri görüyorum, hoş geldin Acar Kız.
Hoş bulduk Pabuç gagalı kardeş. Ya da Shoebill mi deseydim.
Hangisini istersen onu de, nasıl olsa ikisi debizim ismimiz.
Birbirinden bu kadar farklı iki isim, ilginç 🙂
Normal bir kuş türü değiliz şimdi klasik isimler de yakışmazdı değil mi?
Aynen öyle. Madem normal bir kuş türü değilsiniz bize kendinden bahseder misiniz?
Memnuniyetle. Leyleklere benzetilsek de leyleksiler takımından olduğundan söylense de leylekler tam olarak nasıl bir akrabalığımız olduğunu ben de bilemiyorum.
Bunlar senin özel konuların. Aile işlerine girmiyoruz…
-Prensiplerim var diyorsun. Tamam devam edeyim. Ortalama boyumuz 110-140 cm, ağırlığımız 4-7 kg. arasındadır.
– Nerelerde yaşarsınız?
– Afrika’nın tropikal doğu bölgesinde… Sudan’dan Zambiya’ya kadar büyük bataklıklarda yaşarız. Sayılarının 5.000 ila 8.000 arasındadır.
– O zaman toplu halde mi yaşıyorsunuz bu bataklıklarda?
– Aksine kalabalığı pek sevmeyiz. Yalnız yaşamayı tercih ederiz. Öyle ki kilometre başına ancak 3 yuva düşmektedir.
– İnzivaya çekilmişsiniz… Pekiii gelelim adınızı aldığınız gaganıza.
– Aslında gagamız ne kadar şeker ama siz tutup onu ayakkabıya benzetince adımız pabuç gagalıya çıkmış.
– Alınma yahu pabuç kötü bir şey mi? İnsanoğlu ayakkabısız yapamaz ki aslında bir nevi size kıymet vermişler.
– Duy da inanma… Neyse biraz şımardığım için bu açıklamayı kabul edebilirim.
– Et tabi dostun Acar Kız söyledi 😉 Anlat bakalım şu pabuç gagayı.
– Kendimize özgü en büyük özelliğimiz saman sarısı renginde olan ve üzerinde grimsi izler bulunan çok büyük ve şişkin gagamızdır. Buna culmen de denir. Uzunluğu 18,8 ila 24 cm. arasındadır.
– Sahiden epey büyükmüş. Şeyy… Bir de şu ucundaki kıvrıklık… Biraz ürperti veriyor sanki.
– Gaglarımızın keskin kenarlarından korkma gerek yok. Onlar sadece avlarımız için. Ayrıca avlanma esnasında alınan bitkilerden de kurtulmak için kullanırız.
-Yani seni yemem diyorsun.
– Çok cılızsın, avlamama değmez 🙂
– Cılız olabilirim ama senden daha hızlıyım zaten beni yakalayamazsın.
– Bak bunu doğru söyledin. Dakikada 150 olarak tahmin edilen kanat çırpma hızı ile kuşlar arasında en düşük kanat çırpma hızlarından biridir. Bir şeyden ürksek bulunduğumuz yerden ancak 100 ila 500 m. öteye uçarak kaçarız.
– Kanatlarınız öyle heybetli ki hiç böyle tahmin etmezdim.
– Evet süzülmeye çok iyi adapte olmuş olan kanatları geniştir ve kanat açıklığımız da 230 ila 260 cm. arasındadır.
– Ormanda adınız heykele çıkmış buna ne dersin?
– Yavaş hareketlerimiz ve uzun süre “heykel gibi” kıpırdamadan ayakta durmamız sebep oldu bu isme. Koyu renkli bacaklarımız oldukça uzundur ayrıca su içinde avlanırken ayakta durmamızı kolaylaştırmak için ayaklarımız da büyüktür. Hele orta parmağımız tek başına 16,8 ila 18,5 cm. arasındadır.
– Hayli ilginç bir türsün. Seni tanıdığımıza çok mutlu olduk.
– Arayı uzatmadan bir daha gel belki senin hatırına daha uzaklara uçarım.
– Uçarken beni de alırsan olur 🙂 Sohbet için teşekkür ederim.
#HeykelPabuçGagalı #PabuçGagalı #TürkiyeÇocuk #TürkiyeÇocukDergisi
-Oyunculardan bir kişi seçilir. Bu kişi av olurken diğer oyuncular avcı olur.
-Diğer çocuklar arka arkaya konmuş sandalyelere otururlar.
-En arakadaki sandalye boş bırakılır.
-Oyun başlayınca avcı sandalyelerin çevresinde koşar avına dokunmaya çalışır.
-Avcı bunu başarırsa onunla yer değiştirir.
-Ancak av yakalanmak üzere olduğunu görürse boş sandalyeye oturarak kendini kurtarır ve sıranın başındakine “değiştir “diye bağırır.
-Bunu duyan en baştaki sandalye de oturan oyuncu koşmaya başlar.
– Sırayı oluşturanlar birer sıra öne geçerek en arkadaki sandalyeyi yine boş bırakırlar.
-Oyun böylece devam eder.
…
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.
#AvcıdanKurtul #ÇocuklarİçinOyunlar #ÇocuklarİçinAvcıdanKurtulOyunu #TürkiyeÇocuk #TürkiyeÇocukDergisi
Adamın biri Afrika’da safariye çıkarken, yanına minik köpeğini de alır. Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark eder. Ne yapacağını düşünürken bir de bakar ki karşıdan bir leopar gelmektedir ve belli ki günlük yiyeceğini aramaktadır. Köpekciğin eli ayağı buz kesilir…
“Şimdi başım büyük dertte” diye düşünür köpekcik . . .
Yukarı bakar. Ağaçlara tırmanması zor. Kaldı ki, tırmansa bile leopar da usta bir tırmanıcıdır. Etrafına bakar, yerde kemik parçalarını görür. Hemen arkasını leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlar, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışır…
Leopar tam saldıracakken minik köpek, soğukkanlı bir şekilde kendi kendine konuşur:
– Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mı?
Bunu duyan leopar bir anda donar kalır ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanır:
“Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım” diye düşünür leopar…
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izlemektedir, bildiklerini kullanarak bundan sonra kendisini leopardan kurtaracağını düşünür. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatır. Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenir ve maymuna, “atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım” der hışımla. Az önceki yerde bekleyen minik köpek, bakar ki kızgın leopar sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaşmaktadır… Ne yapacağını düşünürken, kaçmaya da kalkmaz. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri kemirmeye devam eder. Tam leopar saldıracakken, yine kendi kendine konuşarak
leopara duyurur:
“Şu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok ! “ Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen… Günümüzde ise bu hikayede geçenlere “diplomasi” diyorlar.
…
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.
#LeoparileKöpek #ÇocuklarİçinHikayeler #ÇocuklarİçinLeoparileKöpekHikayesi #TürkiyeÇocuk #TürkiyeÇocukDergisi
Merhaba ben Bay Büyüteç.
Bir musluk damlar da sesinden uyanırım diye geceleri su vanasını kapatacak kadar pireyi deve yapan biriyim. Büyütecim ile kafama takılan her şeyi en ince ayrıntısına kadar incelerim.
Sakinlik Lütfen!
Geçen gün sahilde dolaşırken kola benzer bir şeyler gördüm. Biraz daha dikkatle bakınca bunun bir ahtapot olduğunu anladım. Fakat ahtapot birden kayboldu diye düşünürken aslında kaybolmayıp kum rengini aldığını fark ettim. Ne olmuştu ahtapota? İşte karşınızda “Kafadan Bacaklılar Nasıl Renk Değiştirir? ” sorusunun cevabı:
Büyütecimin Marifeti
Ahtapot, mürekkep balığı gibi canlılar kafadan bacaklılar grubuna girmektedir. Sahiden de öyle değil mi, ismi cuuuk diye oturmuş 🙂 Bu soydan gelen canlılar renk değiştirme konusunda hayli yeteneklidirler. Tehdit altında olduklarını hissettikleri an renk değiştirip kamufle olurlar ve böylece düşmanlarından korunurlar. Kafadan bacaklılar öyle mükemmel yaratılmışlar ki, derilerinin altında kromatofor denilen özel hücreler vardır. Bu hücreler sinir sistemine bağlıdır ve kas kasılmasıyla değiştir. Mini minnacık hücrelerin hareketi ile bu canlılar renk değiştirerek tehtikeden korunurlar.
Yan Gel Yat Büyüteç!
Bu arada unutmadan benden ve büyütecimden yardım isterseniz bize yazabilirsin. Adresi için sayfa başına bakan yeter… Acaba bir sonraki ay büyütecime neler katılacak?
…
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.
#BayBüyüteç #KafadanBacaklılar #Ahtapot #MürekkepBalığı #TürkiyeÇocuk #TürkiyeÇocukDergisi
Manyetik kutup özelliği sayesinde demir, nikel, çelik gibi maddeleri kendisine çekebilen cisme mıknatıs adı verilir. Mıknatısın uçlarına kutup denir ve her iki ucu yani her iki kutbu da itme ve çekme özelliğine sahiptir. Mıknatıs kutuplarını belirlemek için kuzey ve güney ifadeleri kullanılır. Elimize bir çubuk mıknatıs alıp onu ikiye bölersek iki ayrı mıknatıs elde etmiş oluruz. Bu mıknatısın da aynı şekilde iki kutbu olur. Sözünü ettiğimiz itme ve çekme özelliğine tabiatta var olduğu hâliyle doğal olarak sahip olan mıknatıslara doğal mıknatıs denir. Sonradan kazandırılan özelliklerle bu hâle gelmiş olanlar ise yapay mıknatıs adını alır. Mıknatıslar günlük hayatımızda pek çok yerde kullanılır. Pusula, bilgisayarların içindeki hard diskler, kredi ve ATM kartları, televizyon ve bilgisayar monitörleri, kapı zili, hoparlör, mikrofonlar bunlardan bazılarıdır. Mıknatıslar çok fazla ısıtıldıklarında ya da ağır darbe aldıklarında bozulurlar.
…
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.
#Mıknatıs #MıknatısNedir #MıknatısınÇalışmaPrensibi #TürkiyeÇocuk #TürkiyeÇocukDergisi
Bal arıları, kendilerine ilham edilmiş büyük bir programa göre hareket eder. Mesela kovan ısısını sabit tutmak için müthiş yöntemler uygularlar. Sabahları hava soğuk olduğunda arılar petek çevresinde toplanır, vücut sıcaklıklarıyla yumurtaları soğuktan korur. Öğlene doğru hava ısındığında kümelenmiş arılar yavaş yavaş dağılır. Sıcak havalarda ise kanatlarıyla peteğin içinde yelpazelerle. Bununla havalandırma işlemini de sağlamış olurlar. Çok sıcak havalarda uygulanan tedbir ise şöyledir: Sulandırılmış bal damlacıklarıyla boş hücreleri doldururlar. Kanatlarıyla meydana
getirdikleri güçlü hava akımı sayesinde bir buharlaşma meydana getirirler. Böylece ısı dengede tutulmuş olur. Günümüzde yeni yeni yayılmaya başlayan klima sistemini, arıların yaratıldıkları günden beri kullanmaları ilginç, değil mi?
…
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.
#BalArıları #Arılar #HayvanlardakiKlimaSistemi #TürkiyeÇocuk #TürkiyeÇocukDergisi
Çeşitli takımlarda birçok kez şampiyonluğa oynadı, siftahı Beşiktaş’la yaparak parlak kariyerindeki eksiği tamamladı… Şenol Güneş’le Beşiktaş’taki “Güneşli günler”i konuştuk;
-Hocam şampiyonluk masalını özetler misiniz?…
“-Şampiyonluğu hak ettik. Emeği geçen bütün futbolcuları alnından öptüm. İki takım yarıştı, ama biz daha iyiydik ve kazandık. İnşallah bu şampiyonluk bize daha güzel günleri getirir…”
-Bu başarıyı yakalamanızdaki sır nedir?…
“-Amacımız rakibi oynatmayan ama kendisi sahada tüm varlığıyla oynayan, dinamik bir takım görüntüsü ortaya serebilmekti, Beşiktaş’ın karakterine uyan sır bu…”
-Saha içi başarısı için neler söylemek istiyorsunuz?…
“-Her futbolcunun başarısı kendine aittir. Hiçbir oyuncuyu ben çıkarmadım, onlar zaten vardı. Güneş herkese doğar yani, yeter ki ondan yararlanmasını bilin…”
-Şimdi Avrupa Şampiyonası var, Milli Takım için neler söylersiniz?…
“-Milli Takım’ın başarısı hem futbol, hem de ülke için çok iyi oldu. Eğer Fatih Terim’e destek verilirse, bu tip başarılar bizi ileriye götürür…”
-Önümüzdeki sezon kaleye takviye olacak mı?…
“-Büyük takımlar her türlü önlemi almak zorunda. Bu Tolga’dan memnun değiliz anlamına gelmiyor. Ama sakatlığı var, cezalı olma durumu var, kaleci transferi yapacağız…”
-Kırgın olduğunuz kimse var mı?…
“-Türkiye’nin problemi şu; Bataklıkta sivrisinek varsa ve yaşıyorsa önce bataklığı kurutmalıyız. Ama biz bataklığı kurutamıyoruz…”
-Zoru seven bir yapınız her zaman hissedildi. Doğru mu bu?
“-10 yaşımdan beri ailenin reisi konumuna da, lider pozisyonuna da geldim. Bu durum zorluklarla büyümeyi ve zorluklara göğüs germeyi öğretti. Bir şeyleri hep savaşarak elde ettim…”
-Temponuz yüksek, ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
“-İşim yüzünden ailemi zaman zaman yalnız bıraktım. Eşim ve iki kızım artık sitem ediyorlar. Dolayısıyla aileme bir haksızlığım var. Onlara borçluyum…”
-Çok kitap okuduğunuzu biliyoruz. Neler okumayı seviyorsunuz?
“-Daha çok felsefe kitaplarına ilgi duyuyorum. Bir ara roman çok okuyordum. Bazen okuduklarımın da boşuna olduğunu anladığım zamanlar oldu. Bazıları ise çok fikir verdi bana…”
-Tebrik ediyoruz hocam. Tavsiyeleriniz varsa seviniriz?…
“-Biz bir oyun oynuyoruz, kazanmanın ve kaybetmenin olduğu. İstiyorum ki, ne kahraman ilan edilelim, ne de yerin dibine sokulalım. Bu bilinçte futbolsever diliyorum…”
…
Devamı derginiz Türkiye Çocuk’ta, abone olmak için tıklayın.
#ŞenolGüneş #Beşiktaş #BeşiktaşJimnastikKulubü #BJK #TürkiyeÇocuk #TürkiyeÇocukDergisi